
Değerli Tiyatroseverler,
Bursa Şehir Tiyatrosu’nun yeni sezonunu hep birlikte açıyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Yeni sezonumuz hepimize hayırlı olsun, hoş geldiniz.
Açılış oyunumuz “Guguk Kuşu”, itaat etmeyenlerin, yanlışlara boyun eğmeyenlerin hikâyesini güçlü bir dille sahneye taşıyor. Bu anlamda tiyatro, bir kez daha bizlere ayna tutacak ve yol gösterecek. Bu önemli eserin bizlerle buluşmasını sağlayan başta Genel Sanat Yönetmenimiz Ali Düşenkalkar olmak üzere tüm tiyatro emekçilerine teşekkür ediyorum.
Biliyoruz ki, karanlığın aydınlığa dönüşebilmesi için sanat, en güçlü ışıklardan biridir. Bizler, sorgulamayan ve tek tip olan bir toplum değil; düşünen, üreten ve özgürlüğü savunan bir toplum için sanata sahip çıkmaya devam edeceğiz.
Her zaman söylediğimiz gibi:
Yaşasın Sanat, Yaşasın Tiyatro!
MUSTAFA BOZBEY
BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI
HOŞGELDİNİZ.
TÜRKİYE TİYATRO
SAHNESİNDE BİR İLK.
OYUNLARIMIZIN İÇERİKLERİNİ
BURADAN TAKİP EDEBİLECEKSİNİZ.
BİR DOKUNUŞ UZAĞINIZDA OLARAK
DİJİTAL DÜNYANIN İMKANLARIYLA
ORMANLARIMIZI KORUYORUZ.

“Sistemin eleştirisi”ni doğrudan değil, insanın dönüşümü ve bireysel değişimin zincirleme etkisi üzerinden anlatmak. Yani küçük bir bireysel başkaldırının toplumsal/kolektif bir kırılmaya yol açmasını vurgulayan bir yaklaşım. Şiirselliği koruyarak, ama aynı zamanda düşünsel bir derinlik katacak şekilde şunu önerebilirim:
Guguk Kuşu: Kafesten Bir Kuş Uçtu
Bir sistemin en güçlü yanı, insanları hareketsiz kılabilmesidir. İtaatin sessizliği, konforlu alışkanlıklar, korkunun ördüğü görünmez zincirler... Herkes aynı kurallarla yaşar, aynı şekilde susar. Ta ki bir yabancı gelene dek.
“Guguk Kuşu, Kafesten Bir Kuş Uçtu” bize hatırlatıyor: Değişim, çoğu zaman büyük devrimlerden değil, küçük bir insanın farklı davranışından başlar. Bir oyunbaz gülüş, kurallara meydan okuyan minicik bir jest, sıradanlığın arasına düşmüş kıvılcım. O kıvılcım, çevresindeki yüreklerde yankı bulur. Bir kişi değiştiğinde, diğerlerinin de değişebileceğini gösterir.
Asıl sistem eleştirisi burada gizlidir: Yapıların çöküşü, bireyin kendi içindeki dönüşümüyle başlar. Özgürlüğün hayalini kuran bir insan, yalnızca kendisini değil, çevresini de değiştirebilir. “Yabancı”nın dışarıdan gelişi, içeridekilere yeni bir bakış açısı kazandırır. Ve belki de asıl devrim, o bakış açısını sahiplenmeye cesaret edenlerin kalbinde gerçekleşir.
Bu oyun, bize insanın kırılgan ama ısrarcı gücünü gösteriyor. Bir kişinin hayali, koca bir sistemin duvarlarını çatlatabilir. Çünkü kuşun uçuşu, yalnızca kafesten kurtuluş değil; geride kalanlara da gökyüzünü hatırlatmaktır.
İyi Seyirler
Not: Tiyatromuzu 20. Kuruluş yılına hazırlıyoruz.
ALİ DÜŞENKALKAR
BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
ŞEHİR TİYATROSU GENEL SANAT YÖNETMENİ 

REJİSÖRÜN NOTU:
Bu oyun, bir akıl hastanesinde geçen bir özgürlük arayışını anlatıyor. Ama benim için mesele sadece hastane değil; insanın toplum içinde nasıl şekillendirildiği, nasıl kontrol edildiği üzerine düşünmek. Hastane burada daha büyük bir düzenin küçük bir modeli gibi.
Hastalar, görünüşte tedavi ediliyor. Onlara iyi gelmesi beklenen kurallar, aslında onları susturuyor ve birbirine benzetiyor. Sessiz olmaları, uyum sağlamaları, itaat etmeleri isteniyor. Dışarıda da pek farklı değil: hayatlarımızı düzenleyen kurallar, çoğu zaman özgürleşmemiz için değil, uyumlu olmamız için var.
Otoriteyi temsil eden hemşire figürü yukarıdan aşağı inen bu sistemin kalbi. Sesi asla yükselmez, her şey ölçülüdür. Ama asıl gücü, hastaları sürekli gözetim altında tutmasından gelir. Küçük uyarılar, sürekli kontrol ve korkutma üzerinden ilerler. Böylece insanlar kendi kendilerini denetlemeye başlar. Bu düzenin en çarpıcı yanı da, hastaların zaman zaman birbirlerini de gözetlemesidir.
Tam bu noktada sahneye çıkan yeni karakter, bu sessizliğe bir çatlak açar. Taşkın, kuralsız, enerjik bir hali vardır. Diğerlerinin bastırılmış arzularını, hayallerini ve özgürlük özlemlerini uyandırır. Hastane artık sadece bir tedavi yeri değil, özgürlük ile baskı arasındaki
gerilimin görünür olduğu bir alan olur. Ama bu uyanış uzun sürmez. Düzen, her zamanki gibi, kendisine tehdit oluşturan her şeyi bastırır. Özgürlük her zaman bedel ister. Ancak bedel ödendiğinde, geride kalanlar zincirlerini kırabilir.
Bugün dünyaya baktığımızda, oyunun anlattıkları daha da güncel. Artık neredeyse sürekli göz önündeyiz. Her an izleniyor, değerlendiriliyor, başkalarıyla kıyaslanıyoruz. Görünmez kurallar, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bize sürekli fısıldıyor. Uymayanlar dışlanıyor ya da damgalanıyor. Bu, oyundaki hastaların yaşadığı baskıyla şaşırtıcı derecede benzer. Hepimiz zaman zaman aynı soruyla karşılaşıyoruz: Ne kadar özgürüz, ne kadar uyum içindeyiz?
Oyuncuların üslubu da bu çatışmayı yansıtıyor. Hemşire figürünün soğukkanlı otoritesi ile özgürlük isteyen karakterin coşkulu enerjisi arasında güçlü bir karşıtlık var. Diğer hastalar ise bu iki uç arasında gidip geliyor. Böylece sahne, içinde yaşadığımız toplumun küçük bir yansımasına dönüşüyor.
Sonuç olarak bu oyunda anlatılan sadece bir hastane hikayesi değil. İnsanların özgürlük arzusuyla, onları kalıplara sokmaya çalışan, itaat edilmesi beklenen kuralları koyan sistem arasındaki mücadelenin öyküsü. Özgürlüğün tamamen susturulamayacağını, birinden diğerine geçerek yaşamaya devam ettiğini söyleyerek, umudu ayakta tutan bir oyun. Seyirciye kalan soru şu: Biz hangi kafesin içindeyiz ve onu kırmaya cesaret edebilecek miyiz?
ŞAKİR GÜRZUMAR
YÖNETMEN

KÜNYE
Oyun 2 Perde, 135 Dk (Ara dahil)
16+, Yetişkin Oyunu
Yazan
Ken KESEY
Oyunlaştıran
Dale WASSERMAN
Çevirmen
Bilge KOLOĞLU
Yönetmen
Şakir GÜRZUMAR
Dekor Tasarım
Tayfun ÇEBİ
Kostüm tasarım
Funda ÇEBİ
Işık Tasarım
Akın YILMAZ
Müzik
Cenk TAŞKAN
Dövüş Eğitmeni
Murat TURHAN
Dramaturg
Selen KORAD BİRKİYE
Dekor Realizasyon
Şafak Kerem KIZILTAN
Oyuncular:
McMurphy
Altuğ Görgü
Hemşire Ratched
Nihan Doğa
Şef Bromden
Aykan Yılmaz
Dr. Spivy
Murat Liman
Harding
Serdar SOYER
Martini
Mehmet Eren TOPÇAK
Williams
Yusuf SERDAROĞULLARI
Sandra
Elif AĞÖREN
Cheswick
Erdem KAHRAMAN
Albay Matterson
Kutlay AKBAL
Candy star
Tuba BAYRAM
Ruckly
Said Cihan ÖZBEY
Turkle
Faruk OĞUR
Warren
Sergen BÖLÜK
Ruckly
Said Cihan ÖZBEY
Scanlon
Furkan ÖNCÜ
Hemşire Flinn
Said Cihan ÖZBEY
Billy
Osman Murat ERTEN
Teknisyen
Mehmet Talha KARABAŞ
Hemşire Flinn
Said Cihan ÖZBEY
Kronik 1
Volkan YILDIZ
Kronik 2
Utku Çubukçuoğlu
Yönetmen Yardımcısı
Volkan YILDIZ
Reji Asistanı
Hİlal ÖZTUNCA
Sahne Amiri
Bulut ŞAŞOĞLU
Ses Teknisyenleri
Furkan ÇİÇEK
Kerim ERKAP
Bahadır DURSUN
Yusuf IŞIK
Işık Teknisyenleri
Ahmet Rıfat ŞENTÜRK
Ömerhan BİBİCAN
Ömer Halim ŞENSÖZ
Kadir BALKAYA
Sahne Aksesuarcıları
Elçin KILIÇ
Burak ÖNCEL
Sahne Teknisyenleri
Bedir GÜSAYAR
Mustafa GÜNHAN
Umut KAHRAMAN
Süleyman BATAK
Kadir ÇELİK
